Yeniden Dirilişi Gerçekleştiren ve Kurtuluş Yolunda Emin Adımlarla Yürüyen Halkımıza 15 Ağustos Atılımı’nın Yıldönümü Kutlu Olsun!
Tarihte yitirilen bir ülkenin en eski halkı, günlerin en anlamlısı olan bu günü 15 Ağustos Atılımı’nın yıldönümünü, kendini her yönüyle yeniden yaratarak, insanlıkla tanışmasını en temel insan hakları savaşımıyla ve bağımsız bir ülke, özgür halk kimliğiyle karşılayarak kendine layık olanı artık iyi anlamış, hiçbir gücün elinden koparamayacağı tarihi bir savaşımı başarıyla verme şansına erişmiştir.
Bugün artık me...
Savaşan Kürdistan Halkına!
Değerli Halkımız!
15 Ağustos Atılımı’nın 11. yılını geride bırakıp 12. savaş yılına girerken, hepinizi büyük coşkuyla selamlıyor ve bu yılında sizin zafer yılınız olması için başarı sözünü tekrarlıyor ve selamlıyorum.
Siz halkımız bu yılda da büyük bir savaşı yaşadınız. Düşman, geçtiğimiz yılı bizim için büyük umutsuzluk, karanlık ve bitiş yılı haline getirmek için bütün imkanlarını seferber etti. Belki de hiçbir savaşta kullanılmaması gereken kirli savaş yöntemlerini dayattı. Çok iyi biliyoruz ki, eğer bu savaşı...
Sivas’ta iki erkek, iki bayan arkadaşın şehit düşüşüne baktığımda, yine yaşam tarzınızla bağlantısını kurmaktan kendimi alıkoyamadım. Düşman o cenazeleri sergilerken, yaşamınızda bu gerçeği tespit etmek hiç de zor değil. Yaşamdan kaybettiler. Baharın bu günlerinde gerillanın kaybetmesi, kesinlikle koşulların elverişsizliğinden değil, kendini doğru yaşamsallaştıramaması ile çok yakından bağlantılıdır.
Tabii burada eskisi gibi öfkelenmem de, çünkü kazanabilme imkanını yakalamışken büyük oynayamamak, büyük savaşamamak tamamen o kişinin sorunudu...
Genelde Mayıs ayı, şehitler ayıdır. Mayıs'ın 18'i bizim açımızdan ve Türkiye devrimcileri açısından da Şehitler Günü'dür. Her gün şehitlerimiz var.
Saldırıda kahramanca bir rol oynamış. Yine her gün çatışmalar var, şehitlerimiz var. Şehitsiz bir gün olmadığı gibi, bir güne artık çok şehidi yerleştirme dönemi içerisindeyiz. Ama ilk şehitlerimiz de bildiğiniz gibi bu baharın sıcaklığında yaşama çekilmesinde verilmişti. Haki Karer şahadetinin on beşinci yıldönümü neye ulaşmıştır? Olumlu bir kişiliğin yoldaşça anılması, ona bağlı kalınmasının, b...
Olağan gelişmelerde kahramanlık aranmaz. Olağan ulusal ve parti gelişmelerinde kahramanlık yoktur. Lügattaki anlamıyla kahramanlık, daha çok olağanüstü durumlarda bireyler, halklar, uluslar tarafından politik bir rolün oynanmasında yapılan fedakarlığa, gösterilen cesarete, harcanan emeğe ve bu temelde yaratılan esere verilen addır.
Bir halkın, kahramanlara, su ve hava kadar gereksinmesi vardır. Kürdistan halkı, tarihinin hiçbir döneminde, şimdi olduğu kadar buna ihtiyaç duymadı. Bu, son derece anlaşılır bir şeydir. Çünkü; Kürdistan halkı, t...
Heval ABBAS
Öncelikle başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşların 15 Ağustos Diriliş Bayramlarını kutluyorum. 38. 15 Ağustos yılında üstün başarı dileklerimi de ifade ediyorum. Ölümsüz komutanımız Agit yoldaş şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. ‘Özgürlük Zamanı Hamlesi’ temelinde düşmanın amansız saldırılarına karşı direnen herkesi selamlıyorum.
Zaman halkların zamanı, zaman gerillanın zamanıdır. Artık düzenli ordularla, baskı ve sömürüye hizmet eden güçlerle ayakta kalmanın, var olmanın çağı geçmiştir.
Zaferi görme...
HEVAL ABBAS
Tarihsel Toplum Gelişiminde Kahramanların Önemli Bir Rolü Vardır
Bugün 28 Mart, Ulusal Kahramanımız, komutanımız olan Agit Yoldaşın şehadetinin 35. Yıldönümü. Ulusal kahramanlarımız Mazlum ve Agit Yoldaşlar şahsında tüm kahramanlık dönemi şehitlerimizi, özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşların, halkımızın kahramanlık gününü kutluyoruz.
AKP-MHP’ye verilecek her oy ‘Kürt katliamını onaylıyorum, Kürtleri vur ve öldür’ demektir. Kürtlerin AKP-MHP’ye verdiği her oy Kürt halkına sıkılan bir mermi olacaktır. Bunu böyle bilmek gerekir. PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Stêrk TV’de yayınlanan özel bir programda Rosida Mardin’in sorularını cevapladı. Karayılan, 2019 Newrozu, Türk devletinin mevcut durumu, Kürdistan Savunma Güçleri’nin gerçekleştirdiği Komuta Konseyi toplantısı, Şengal’deki provokasyondan Baxoz’da ilan edilen zafere kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.
...
PKK Yürütme Komitesi üyesi ve Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Stêrk TV’deki Özel Programa konuk oldu. Rosida Mardin’in sorularını cevaplayan Karayılan 15 Şubat 1999 devletlerarası komplosu ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı büyük bir kararlılıkla sürdürülen direnişe ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Artık söze yer kalmadı, bıçak kemiğe dayandı, vicdan hareketi başlamalı" diyen Karayılan sürecin olağanüstü olduğunu, herkesin elini taşın altına koyarak sürecin kendisine yüklediği sorumluluğ...
PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve Kürdistan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, uluslararası komplonun Önderlik, Hareket ve halk mücadelesiyle boşa çıkarıldığını, ancak tümden parçalanmadığını belirterek, “Uluslararası komplo ancak Önder Apo özgürleşirse tümden yenilmiş olur” dedi. Gerillanın Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında köklü bir yenilenmeyi yaşayarak önemli taktik çıkışları yapmayı hedeflediğini kaydeden Karayılan, olanaklar dahilinde çağın teknolojisinden de yararlanılacağını kaydetti.
PKK Yürütme Komitesi Üye...
Kürdistan’da gerilla savaş tarzı ilk kez PKK ile ortaya çıktı
15 Ağustos 1984 gerilla atılımımızın 38. yıldönümünü yaşıyor ve Devrimci Halk Savaşı’nı zaferle taçlandıracağımız 39. Zafer Yılı’na yürüyoruz. Bu temelde öncelikle işgalci ve sömürgeci düşmana her gün ağır darbeler vuran gerilla güçlerimizi ve 15 Ağustos çizgisinde özgürlük için savaşan herkesi selamlıyoruz. Başta Önderliğimiz olmak üzere halkımızın, bütün yoldaşların ve devrim için mücadele eden güçlerin gerilla bayramlarını kutluyoruz.
15 Ağustos 1984 tarihi atılımının ölümsüz komutanı Agît (Mahsum Korkmaz) şahsında otuz sekiz yıldır mücadeleye bedel verdiğimiz tüm kahraman şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor 39. yılda şehitlerimizin izinde daha güçlü yürüyeceğimizin, anılarına daha doğru sahip çıkıp amaçlarını daha güçlü başaracağımızın sözünü yineliyoruz.
Tarihi 15 Ağustos 1984 gerilla atılımımızın 38. yıldönümünü yaşıyoruz. Özgürlük hareketi ve Kürt halkı olarak tam otuz sekiz yıldır işgalci, sömürgeci ve faşist TC’ye karşı amansız bir savaş yürütüyoruz. Hiçbir zaman unutulmamalı ki, bu savaş çok olumsuz tarihsel ve toplumsal koşullarda başladı. Büyük bedellerle yürütülen özgürlük mücadelesi bugün küresel çapta bir etki düzeyine ulaşmış bulunmaktadır. Kürdistan ve Orta Doğu’daki özgürlükçü kazanımların yaratıcı gücü olarak gerilla tarihte eşine ender rastlanır bir mücadelenin en temel dinamiği oldu. Savaşan halk gerçeğinin oluşturulmasını hedefleyen mücadelemiz sömürgeci soykırımcı saldırılar altında varoluş ve özgür yaşam sürecini başlattı. Bu yüzden bir milat oldu.
Tarihi eylemler gerçekleştirildikleri zaman ve mekânda, toplumların en hayati, en can alıcı sorunlarına işaret ettikleri ya da bu sorunlara çözüm oldukları için tarihi nitelik taşırlar. Her eylem milat özelliğinde değildir ve yeni bir aşamaya sıçramayı ifade etmez. Doğru mekân, doğru zaman ve toplumsal sonuç alıcılığın bütünleştiği tarihi eylemler alışılageldik eylemlerden ayrı bir ruh ve ayrı bir çizgi oluştururlar. İşte 15 Ağustos eylemi bu özellikleriyle bir ruhtur, bir çizgidir ve milattır. Bu ruhu, bu çizgiyi esas almak özgürlük hareketimize ve Kürdistan Özgürlük Gerillası’na her koşul altında direnmeyi, savaşmayı ve bunu süreklileştirme karakterini kazandırmıştır. Bu gerçeklik Kürt halkı gibi yok oluşun eşiğine getirilmiş bir halkın yeniden diriliş, kurtuluş ve kuruluş mücadelesini verebilmesi açısından çok büyük değer taşır. 15 Ağustos büyük bir inanç ve özgürlüğe tutkuyla bağlılık oluşturdu. Özgürlük ve zafer umudunu yeniden diriltti. Kürdün kaderine başarı damgasını vurdu. Halkımızın çağdaş ve keskin kılıcı Agit arkadaş komutasında savaşan halk gerçekliği yaratıldı. Halk ordusunun temelleri atıldı.
Kürdistan’da gerilla savaş tarzı ilk kez PKK ile ortaya çıktı. Ülkemiz Kürdistan savaşın topraklarıdır. Bu toprak, bu coğrafya savaşsız kalmamıştır. Ancak savaşın gerilla tarzında yürütülmesi 15 Ağustos Atılımımızdan sonra pratikleşmiştir. Genel olarak zayıfın güçlüye karşı yürüttüğü savaş tarzı olarak tanımlanan gerilla savaşının strateji ve taktiklerini belirleyen de bu gerçekliktir. Zayıf olanın yürüttüğü savaşta düşmanını yıpratıp zayıflatmak, kendi güçlerini ise koruyup büyütmek ve bu biçimde güç dengesini tersine çevirmek esas alınmaktadır. İnsanlığın savaş deneyimleri bilimsel ve teknolojik gelişmelerle savaş araçlarının ve buna bağlı olarak savaş strateji ve taktiklerinin gelişmesine ve gerilla savaş tarzının buna göre yeniden kendisini ele almasına yol açtı. Tarihi irdelediğimizde sınıflar savaşında yine halkların ulusal gelişme ve kurtuluş savaşlarında gerillanın ilk biçimlerinin uygulandığını görürüz. 19. yüzyılda sınıf ve ulus savaşımlarındaki gelişmeler sonucunda bir savaş tarzı olarak gerilla da sistemleşti ve 20. yüzyılın en etkili savaş biçimlerinden biri haline geldi. Gerilla 20. yüzyılda işçi sınıfının, ezilen halkların burjuvaziye ve emperyalizme karşı mücadelelerinde en temel yöntemlerden biri oldu. Özellikle sömürgeciliğe ve işgalcilere karşı savaşımda halkların kendi kaderlerini tayin etmeleri için en temel kurtuluş yöntemi olarak rol oynadı. Gerilla ile halklar tüm insanlığı etkisi altına alan, ezilenlere ve halklara özgürlük umudu olan savaş tarzını oluşturdu. Özgürlük tarihinde gerilla direnişleriyle yeni bir sayfa açıldı. Gerillanın Çin, Küba ve Vietnam gibi ülkelerde uygulanışı, gerilla mücadelesinin dorukları oldu. Daha sonrasında da işçi sınıfı ve ezilen tüm halklar kurtuluş mücadelelerinde bir yöntem olarak gerillayı etkin bir biçimde uyguladı. Kuşkusuz tarih boyunca işgalcilere ve sömürgeciliğe karşı savaşmış olan Kürdistan halkının savaş tarihinde de gerillanın biçimlerine rastlamak mümkündür. Ancak PKK ile Kürdistan’da gerillacılığın teorik ve politik çizgisi oluşturulurken, ulusal kurtuluş devriminin temel taktiği olarak halk savaşı ve gerilla belirlendi ve pratik mücadelede de bu esas alındı. Başlangıcından itibaren Kürdistan’da gerillayı var etmek, halkı gerilla tarzıyla sömürgeciliğe karşı savaştırmak ve savaşan halk gerçekliğinin yaratılması için çalışıldı.
Kürdistan’daki gerilla pratiği herhangi bir ülkenin gerilla pratiğiyle karşılaştırılamaz. Benzerliklerin olduğu ya da dünya devrim deneyimlerinden yararlanıldığı bir gerçek iken özgünlükleri de oldukça fazladır. Kürdistan coğrafyasında dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir sömürgecilik uygulanmaktadır. Kürdün varlığı sadece T.C. tarafından değil dünyadaki birçok güç tarafından da inkâr edilmekteydi. Halkımıza kendi varlığını inkâr ve kölelik büyük ölçüde benimsetilmişti. 15 Ağustos’la birlikte kapsamlı bir şekilde yürütülen gerilla savaşı bu duruma getirilmiş bir halkın savaş pratiğidir. Böylesi bir coğrafyada insanları ülkesi, halkının kurtuluşu ve özgürlük için savaşır hale getirmenin büyük zorlukları oldu. 40 yıla yaklaşan savaş pratiğimizin zorlukları, acıları olmakla birlikte heyecanları, sevinçleri ve hemen her güne sığan zaferleri de oldu. Kürdistan özgürlük gerillası on binlerce şehidin kanıyla, emeğiyle, alın teriyle ve yiğitliğiyle bir kurtuluş çizgisi haline geldi. Büyük zorlukları yenmek ve gerillayı yaratmak için Önderliğimizin eşine ender rastlanan çabası oldu. Gerillayı doğru çizgide uygulatabilmek için yürüttüğü mücadele tarihsel önemde ve sonuç alıcı oldu. Tabi bu mücadele öyle pürüzsüz, rahat geliştirilen bir mücadele olmadı. Bir yandan düşmana karşı kıyasıya verilen bir mücadele bir yandan da bu mücadelenin militan gerçekliğinin sınıfsal, ulusal ve yöresel kördüğümlerine karşı kıyasıya bir mücadele verildi. Gerilla çizgisi böyle yaratıldı. 15 Ağustos çizgisi gerilla çizgisinin temelini oluşturdu. Gerilla çizgisi de sadece eline silah alıp gerillacılık yapmak ya da askeri mücadele etme çizgisi demek değildir. Gerillacılık yaşam tarzıdır. Özgürlük için mücadele etmenin tarzıdır. Kürdistan’da gerilla özgür insanın, gerilla yaşamı ise özgür yaşamın prototipidir. 20. yüzyılda Kürt kadını ve erkeğini özgürlük değil tutsaklık, kölelik birbirine yakınlaştırmıştır. Bir anlamda 15 Ağustos Kürt erkeği ve kadınının kaderini buluşturan bir milattır. Var olan toplumsal, ruhsal, fiziksel tutsaklık Kürt erkeği ve kadınını özgürlük arayışı paydasında buluşturdu. 15 Ağustos kutsal eylemi savaş - kölelik, savaş - özgürlük, savaş - siyaset, savaş - ekonomi, savaş - kadın, savaş - erkek, savaş - ilişki, savaş - yurtseverlik, savaş - kahramanlık ilişkisinin Kürdün şahsında dağların dilinden yeniden ele alınması ve anlaşılmasıdır. Kürdün özgür kimlik ve kişilik kazanma savaşıdır. Kürdün zihniyet devrimi, Rönesans hareketinin temelidir. Kürt kadını ve erkeğinin özgürlük, ülke, toprak, yurtseverlik ve doğayla kurduğu yürek eylem ilişkisi ve köprüsüdür. Kürdün kendindeki geri ve güzel yönleri fark ettiği yakıcı savaş öğrenimidir. Kürt insanının çobandan komutan, aydından emek savaşçısı, kadından öncü komutan yaratımının çağdaş ifadesidir. 39. yıla girerken bu yaratımlar, kazanımlar kadar eksik kalan yanlarıyla da savaş tarihimizin ve komuta tarzımızın Agit gerçeği karşısında ele alınması gerekmektedir.
Geçmiş 38 yıllık savaş taktiğimize yön veren temel strateji uzun süreli halk savaşı stratejisi oldu. 20. Yüzyılın çelişkilerinin ele alınış ve çözümleniş biçimi olarak ortaya çıkan bu strateji 1970’lerin başında şekillenmeye başlayan hareketimiz içinde esas alınan bir strateji oldu. Bu doğrultuda yürütülen gerilla savaşı ile varlık savaşı yürütüldü, inkâr ve imha edilmek istenen bir halk olmaktan çıkılıp kimlik sahibi bir halk haline gelindi. 1990’larla birlikte değişen dünya dengeleri yine gerek ezilenlerin mücadelesi gerekse de bilimsel gelişmelerin sonucu öne çıkan demokrasi, eşitlik ve özgürlük kavramları halkların özgürlük mücadelesinde de geliştirilmesi gereken mücadele stratejisinde değişimi zorunlu kıldı. Mücadelenin aşamaları yine savaşın yürütülüş biçiminde değişiklikler olsa da gerilla özgürlük mücadelesinin başarısında temel bir güç oldu. Bu açıdan gerillanın temel ilkeleri ve bunun en ideal biçimlerde hayata geçirilmesi yeni dönem savaş anlayışımızın da özünü oluşturmaktadır. Demokratik modernite gerillası devrimci halk savaşı stratejisine göre mevzilenmesini, taktik hedeflerini, hareket sahasını, yine önüne koyduğu siyasal çözüm hedefine göre yeni gidişatını belirledi.
Kürdistan’da yüzyıllık inkâr-imha siyaseti ve 21. yüzyılın teknoloji çağı, enformasyon, telekomünikasyon dönemi olarak da adlandırabileceğimiz gerçeği karşısında devrimci halk savaşı ve gerillanın yeniden yapılanması zafer için bir zorunluluktur. Bu faşist zihniyeti yenmenin başka da bir yolu yoktur. Özgürlük Hareketi olarak Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın başarıyla yürütülmesi için uzay çağından geçtiğimiz bu dönemde gerillacılığı yeniden tanımladık. Örgütsel sistemini, hareket, eylem ve yaşam tarzını yeniden bir formasyona kavuşturarak örgütledik.
Demokratik ulus paradigmasına göre yürüteceğimiz gerillacılık yeni bir içerik kazanmış durumdadır. Varlığını koruma ve özgürlüğünü kazanma gerillacılığının iç içe geliştiği bir süreç olması itibariyle devrimci halk savaşı daha bütünlüklü, her aşamasının halk, parti ve gerilla içi çeliğiyle geliştirildiği bir strateji özelliğini taşımaktadır. Bu nedenlerle HPG ve YJA STAR güçlerimiz açısından çok daha felsefik, sosyolojik, politik ve askeri alanda daha güçlü bir formasyonu gerektirmektedir. Taktik açıdan da tekniği taktiğin hizmetine koyan, salt inanca ya da cesarete değil akla dayalı, esnek, yaratıcı ve dinamik bir hareketi öne çıkarmaktadır.
HPG ve YJA STAR komuta ve savaşçıları dünyanın en sağcısından tutalım da devrimcilerine kadar gerillacılığın sonu geldi dediği bir dönemde demokratik modernite gerillacılığı doğrultusunda faşist güçlere karşı geliştirdiği çarpıcı ve etkili eylemlerle sistem karşıtı güçlerin ilham alacağı bir gerçeği açığa çıkardı. 38 yıllık savaş pratiğimizde özelde de son on yıllık pratiğimiz klasik savaş tarzının aşılarak uygulanan devrimci halk savaşı gerillacılık tarzının düşmanı ve en yüksek teknolojileri dahi alt edebileceğini somut pratikleriyle açığa çıkardı.
Ülkemizde son on yıldır çok daha acımasız ve amansız bir savaş yaşanıyor. Çok uzağa gitmeden içinde olduğumuz yıl açısından dahi değerlendirecek olursak 14 Nisan’da Zap merkezli geliştirilen medya savunma alanlarına yönelik işgal saldırılarında Kürdistan özgürlük gerillasının geliştirdiği hareket, eylem ve savaş tarzı oldukça çarpıcı ve öğretici değere sahiptir. Dört ayını geride bırakan bu savaşta doğru ve gerçek gerilla tarzının uygulanmasıyla faşizmin öldürücü darbeler aldığı görülmüştür. Bugün Kürdistan’da dünya savaşlarını aratmayacak bir savaş yürütülmektedir. Güçlerimize karşı kimyasal silah da dahil her türlü silah kullanılmaktadır. Topraklarımızın her karışı savaş ve keşif uçaklarıyla, tanklarla ve obüslerle bombalanmaktadır. Tüm bunlara rağmen gerillalarımız düşmanın üzerine korkusuzca yürümekte geliştirdikleri yaratıcı taktiklerle düşmana etkili darbeler vurmaktadır. Tabi bu yiğit ve kahramanca duruşu ortaya çıkaran arkadaşların Önderliğe, şehitlere ve özgürlüğe olan tutkulu bağlılığıdır. Zafere olan inançlarıdır, başarıya ve devrime aşk düzeyinde bağlılıklarıdır. Bugün bu anlamlı ve derin bağlılıklarla gerillacılık taktiklerinin etkili uygulanması sonucunda Zap, Avaşîn, Metîna ve Amediyê’de eşine ender rastlanan bir gerillacılık örneği ortaya çıkmıştır. 21. Yüzyıl gerillacılığı Zap’ta uygulanan gerillacılıktır. 21. yüzyıl gerillacılığı Girê Cehennem’deki vuruş tarzı, Şikefta Birîndara’daki ısrar, Girê Cûdî’deki kararlılık, Mamreşo’daki bağlılık ve Girê Amediyê’deki koparıcılıktır. Elbette bu savaş pratiklerimizin hatta tek tek eylemlerin dahi daha fazla incelenmesi, irdelenmesi ve hakkettiği değerin verilmesi gerekmektedir.
Kürdistan’da varlık-yokluk, ölüm-kalım savaşını sert ve kıran kırana yürüttüğümüz bu dönemde halkımızın, yurtseverlerin ve gençliğin yaşamını ve mücadelesini bu savaşa göre örgütlemesi gerekmektedir. İçinden geçtiğimiz döneme asla sıradan yaklaşılmamalı, bu süreç normal ve herhangi bir süreçmiş gibi ele alınmamalıdır. Tüm halkımızın, yurtseverlerin ve devrimci sol örgütlerin bu bilinçle özgürlük mücadelesini yükseltmesi gerekmektedir.
15 Ağustos’un 38. yılını geride bırakıp 39. yılına girdiğimiz bu günlerde gerilla güçlerimiz Agît ve Zîlan çizgisinde bir savaş yürütüyorlar. Agîtçe ve Zîlanca direniyorlar, savaşıyorlar. Hemen her gün yaratıcı taktiklerle gerçekleştirdikleri eylemlerle yeni başarılara imza atıyorlar. Kürdistan özgürlük gerillası sömürgeciliğe ve işgalcilere geçit vermiyor. Kürdistan’da özgürlük tarihi yazılıyor.
Özgürlük tarihimizde zafere yürüyeceğimiz 39. yıla girerken gerilla bayramını başta Önderliğimize, halkımıza ve özgürlük mücadelesi yürüten bütün güçlere tekrardan kutluyor zafer Agît ve Zîlan çizgisinde savaşan gerillanın olacaktır diyoruz.
15 Ağustos 1984 gerilla atılımımızın 38. yıldönümünü yaşıyor ve Devrimci Halk Savaşı’nı zaferle taçlandıracağımız 39. Zafer Yılı’na yürüyoruz. Bu temelde öncelikle işgalci ve sömürgeci düşmana her gün ağır darbeler vuran gerilla güçlerimizi ve 15 Ağustos çizgisinde özgürlük için savaşan herkesi selamlıyoruz. Başta Önderliğimiz olmak üzere halkımızın, bütün yoldaşların ve devrim için mücadele ede...
3. Dünya savaşının ortaya çıkarttığı fırsatlar ve hakim sistemin yaşadığı kaos süreci ezilen toplumsal kesimler için tarihi bir öneme sahiptir. Bu sürelerde eski dengeler yıkılıp ve yeni dengeler kurulmaktadır. Bu süreçler stratejik anlamda değişim, dönüşümün yaşandığı ve hegemon güçlerin tam anlamıyla hakimiyet sağlayamadığı ve bu sayede boşlukların ortaya çıktığı sistem karşıtı devrimci mücade...
16. yüz yılda gelişmeye başlayan kapitalist modernite sistemi Birinci Dünya savaşı sonrası kendini tekelleştirerek hegemon sistem haline getirdi. Birinci Dünya savaşı ihtiyaç duyulan hammadde kaynaklarını gasp etme ve pazar paylaşımını amaçlıyordu. Pazar kapma arayışı iki dünya savaşında yüz milyondan fazla insanın canına mal oldu. Almanya ve İngiltere arasında sistemin hegemon gücü olma sava...
Bilindiği gibi Uluslarası Komplo’nun 23. yıldönümünü yaşamaktayız. Bu komplonun amacı Rêber APO şahsında Kürt Özgürlük Hareketi’ni yok etmektir. İmralı tecrit ve işkence sisteminde normal bir insanın bu kadar süre direnmesi mümkün değildir. Önder APO adeta çelikten irade, büyük bir inanç ile bu saldırılara karşı tarihi bir direniş sergiliyor. Önder APO sadece komployu boşa çıkarmadı, aynı zaman...
Önderliğimizin doğum günü olan 4 Nisan’ı öncelikle Önderliğimize ve tüm halkımıza, tüm yoldaşlarımıza kutluyoruz. Özellikle de içinde bulunduğumuz yılın direniş çizgisini belirleyen, Önderlik üzerindeki tecridi kırmak için canlarını açlık grevine yatırarak Önderlik etrafında kenetlenen açlık grevi direnişçilerine Önderliğimizin doğum gününü kutluyoruz. Yeni bir 4 Nisan’ı karşılarken Önderliğimizin...
Çağlar boyunca insanlık tarihinde tanıklık edilen bir çok devrimsel çıkış olmuştur. Ve damgasını insanlık mücadelesinde, zulme ve zalimliğe karşı duruşuyla bilinmektedirler. Direniş geleneğini İnana, İştar ve Mezopotamya tanrıçalarından devralan Zerdüşt, Maniden, ta ki Budalardan, İbrahimlerin Nemrutlara karşı çıkışından tutalım, İsaların, Firavununun, insanlara karşı yağdırdığı talan ve insanlı...
Ateş, Newroz bir efsanenin, bir halkın yeniden yaratılmasıdır. Belki de en yalın sözlük anlamı budur. Çünkü bu efsane ile Kürt çocukları ve kuşakları tarihin satırlarının arsından dağ başlarına teker taşımış, zalimler ve kahramanlar yeniden vücut bulmuştur.
Newroz' un "uzak" tarihinden bahsetmemek olmaz... Kral Cemşit'in devrilmesi ile yerine geçen Dehaq kısa zamanda etrafına dehşet salar. Bir ha...
Cezaevinden yazan ve üzerinde durduğum hususlarla yakından ilgilenen bir arkadaş mektubunda mürşit-mürit ilişkisi üzerinde duruyor, bu ilişkide önemli olan şeyin edep halkasını yakalamak olduğunu belirtiyordu. Mürşitle ilişkide adabı gözetmek demek, yüksek bir anlama gücü temelinde Mürşidi izlemek demektir. Mürşidi taklit eden, kendini Onun yerine koymuş sayılır ve bunun edeple ilgisi yoktur. Bu a...
Özgürlük öncümüz PKK’nin resmi kuruluşunun 40. yılına giriyoruz. Kürt özgürlüğünün 40. yılına adım atıyoruz. 40. tarihi Kasım’ını yaşıyoruz. Öncelikle daha şimdiden PKK’nin 39. resmi kuruluş yıl dönümünü başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşlara halkımıza ve insanlığa kutlu olmasını, başarı ve zafer getirmesini diliyoruz.
Önder Apo’nun “benim gizli ruhum gibiydi” dediği Haki Karer yoldaş şahsın...
Son süreçte KDP’nin Ankara ziyareti ve ardından Şengal’e saldırması ile birlikte KDP, Kürt halkına yönelik ihanet savaşının startını verdi. KDP’nin Şengal saldırısında da ortaya çıktı ki; KDP başta Güney Kürdistan halkının nezdinde ve dört parça Kürdistan’da ihanetçi olarak damgalandı ve teşhir oldu. Ve tüm...
Kemal'i anlamak, bir anlamda Önderliği anlamaktır. Kemal Pir'in kişilik ve mücadele özelliklerini, onun felsefe ve mantığını, yaşam ve mücadele tarzını anlamak, bizi Önderliği anlamaya, doğru pratikleşmeye ve başarıya götürür.
PKK'nin kurucuları arasında yer alan Cemil Bayık, Kemal Pir'in Apocu Hareketin ilk çıkış yılları ve sonrasındaki sürecini değerlendirdi. Bayık, yeni paradigmanın ve zihni...
Önderlik Güneybatı Kürdistan’da büyük ve anlamlı bir çalışma yürütmüştü. Önderliğin bu anlamlı çalışması halk üzerinde ciddi bir etki yaratmıştı. Halkın Önderliğe olan bağlılığı ve Önderliği sahiplenme duygusu bizleri de etkilemişti. Ben de bu etki ile büyümüş, daha küçük yaşta halka bağlılık duygusuyla yetiştirilmiştim. Bu etkilenme sonucu Önderlik üzerine çok okudum, anlatılanları dinledim. Anl...
“Acıya, gözyaşı dökmeye zamanımız olamaz.”
Partimizin 5. Kongre süreciyle beraber, ülkede yeniden bir hareketlilik süreci başlamıştı. Eyalette yaşanan kayıplar ve kongreden eyalete gelen arkadaşlarla, fırtına birliklerinin oluşturulması gündemleşmişti. Biz de, Hamza arkadaşın sorumluluğunda, Habizbına bölgesinin Dilveria alanındaydık.
Dilveria alanı; Hasankeyf, Gercüş Savur üçgenini kapsayan ...
“Onun kalbi, benim de şuurum durmuştu sanki”
’1994 yazını yaşıyor ömürlerimiz... Aylardan Haziran. Hakkari’de Karnesa alanındayız. Bu alanda dört mevsimi bir günde yaşar insan. Bir yandan yaz mevsiminin kavurucu sıcaklığıyla terden sırılsıklam bedenlerimiz... Diğer yandan üst üste birikmiş, yıllanmış karlarla örtülü toprak... Hemen yanında tüm bunların ortak emeğiyle yaratılmış gibi duran rengare...
Evet sonbaharda bile yaprakları dökülmeyen iki çiçekti onlar. Kışları kar’ın altında ölmediler. Yazların kavurucu sıcağında hiç… Bütün zorluklara inat hep canlı kalmayı bildiler. Güzellikler, zorlukları tanımaz. Onlarda güzellikleriyle her zaman zorlukları yendiler. Sorxwin ve Nucan yoldaşlar hep İlkbaharın ve Sonbaharın çiçekleriydiler. Onlar yaşam ve doğanın birer ikizi gibi hep bütünlük sağlayı...
Üç yıl sonra. Yıl 96. İçinde olduğum tabur Avaşin'den Ertuş'a doğru geceleyin yol aldı. Bahar takvimlerde bitmiş, yaşamda ise hala hüküm sürüyordu. Bir su çıktı önümüze, kabaran, yatağından taşan, gürültülü bir su. Karanlığın içinde el ele tutuşup gruplar halinde geçtik suyu, dizin üzerine kadar ısl...
2011 Yılının 10 Nisan sabahıydı. Bu sabah keşifçi bendim. Dorşin’nin Kelasor vadisi sisten görünmüyordu. Sabah saat 8’e kadar etrafı keşfetmiştim. Yakın çevrelerin dışında hiçbir şey göremeyince kendimi noktaya arkadaşların yanına bıraktım. Nokta küçük bir vadinin içinden akan bir dereciğin kenarında idi. Renas, Fırat, Er...
Sabah olmuş, akşam yapılan uyarılara güneş doğuncaya kadar harfiyen uyulmuştu. Bütün günümüz manga yerleri yapmakla geçmişti. 10 Mart 1997 senesiydi.
Günler günleri kovalıyordu ve bizi en çok yağmurun yağışı veya ondan daha kötüsü adeta bazen yaşamı felç eden dolu yağışı zorluyordu. Newroz bayramı gelip çatmıştı. G...
Bir hayalim var
Kimseye anlatamadığım
Kırılmasından korktuğum
Bir hayalim var
Hayalimde büyük bir umut,
Kocaman bir sevgi var.
Başkan’ım,
Hayalimle her yerde seni arıyorum, dağların yüceliğinden bakışlarını istiyorum. Rüzgârlardan sesini istiyorum! Çiçeklerin canlılığında, kuşların kanadından her yerde, her şeyde seni arıyorum.
Ve yüreğimd...
Üç metrelik bir yaşam alanında mahkûm edilen bir Güneş… Bir Güneş sistemi bir odada nasıl mahkûm kılınabilir ki? Bu güneşin yüceliğinin hala farkında değil karanlıkların içinde kendilerini kaybedenler. Bu Güneş ki bütün ışınlarını dünyanın bütün özgürlük kokan yüreklerine ulaştırır. Ve ulaşt...